Yakın zamanda binlerce tüketicinin mağdur olduğu Devre mülk çetelerine yapılan baskınlar neticesini gösterdi ve ciddi tutuklamaların yanı sıra soruşturmalar halen hızla devam etmektedir. Gelinen bu aşamada aslında böyle bir durumun ortaya çıkmasına sebep olan hukuki ve psikolojik etkenleri değerlendirmek gerekmektedir.
Bedava tatil kazanın diyerek vatandaşlara bunun sıradan bir çekiliş olduğu inandırılarak alınan kişisel bilgilerle serüven başlar; çekilişe katılmış olduğunu düşünen ve şanslı oldukları hissettirilmek için “Binlerce aile arasından siz kazandınız gelin, Bedava tatilinizi kullanın!” diyerek lüks hotellere davet edilen aileler daha önce satın almayı hiç düşünmediği, devre mülk satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar psikolojik baskı ve çok düşük fiyatlarla mülk sahibi olun gibi aldatıcı vaadler üzerine hazırlıksız bulunmuş olduğu sırada sözleşme ve devamındaki senetler imzalanılmasıyla hukuki işlemler tamamlanmış olur. Bu aşamada güzel bir yatırım olduğu düşünülen anlaşma aslında dikkatli şekilde okunmamış etraflıca araştırılmamış sözleşme zamanla yaşanan tecrübelerle sosyal yaşamdaki gerçekliğini doğurur. Satıcı firma aslında vaad ettiği gibi bir yer satmamış olduğu gerçeği ile vatandaşlar bu sözleşmede ödemeyi taahhüt ettiği paranın tamamını ödedikten sonra tatil kullanımının Tecrübe ve muayenesini yapmak amaçlı ailesi ile gittiğinde ortaya çıkan ciddi masraflar neticesinde yüzleşir. Kullanmaya elverişli olmayan kat irtifakı tapusu ile karşı karşıya olan tüketici büyük bir hayal kırıklığı ile sözleşme kapsamındaki Aidat borçlarından, sözleşme ve tapu sebebi ile borçlu olmaktan kurtulmak için hukuki çareler aramaya çalışmaktadır.
Psikolojik Açıdan düşünüldüğünde; Tüketici olarak en önemli görevlerimizden biri uzun vadeli yapmak istediğimiz faaliyetlerde yapılan tanıtımlar sonrasında yazılı olarak tarafımıza teklif edilen sözleşme metinleri ile birkaç gün geçirerek bu durumu araştırmak ve etraflıca düşünmektir. Genellikle yapılan pazarlamaların çoğuna dikkat edildiği üzere düşünmeye fırsat dahi tanımadan sürekli avantajlardan bahsederek tüketiciyi manipüle eden satış elemanlarının farkına varmak ve tüketici olarak bize karşı yapılan satış baskısı hissedildiği anda sakin ve kendimizi güvenli hissettiğimiz bir alanda bu durumu düşünüp sonra harekete geçmemiz gerekmektedir.
Hukuki olarak bu durumun kanunlar ile zaten koruma altındadır. Şöyle ki;
Öncelikli tüketici olarak yapılan ve bu şekilde ani yapılan agresif satışlar neticesinde imzalanan evrakları eve götürüp bir kenara atmak yerine tekrar tekrar gözden geçirip araştırılması gerekmektedir. Zira Tüketici, sözleşmeden caymak ve pişman olduğu bu sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirmek istemiyorsa karşı muhatap firmaya hiçbir gerekçe göstermeden ve cezai şart ödemeden, 14 gün içerisinde devre mülk sözleşmesinden dönebilir.
Satıcı firmalarının satış ve tanıtım faaliyetleri konusundaki sorumlulukları kanun ve yönetmeliklerle açıkça belirlenmiş ve sıkı şekil şartları içeren hükümlerden satış firmaları doğrudan sorumlu tutulmuştur. Satıcı ve Tüketici arasında yapılan Devremülk sözleşmesinin şekil şartlarına aykırı yapılması durumunda tüketici 14 günlük süre ile bağlı olmaksızın cayma hakkını kullanabilmektedir.
Devremülk sözleşmesi kurulurken satıcı en az bir gün önce tüketicilere yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile ön bilgilendirme formu vermek zorunda iken Kanun ve yönetmeliğe uygun bir şekilde verilmemiş Ön bilgilendirme formu ya da süresinden sonra verilmişse tüketici cayma hakkını kullanmak için 14 günlük süre ile bağlı değildir.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu ve Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği ile Ciddi şekil şartlarıyla koruma altına alınmış bir alan olan ve ciddi mağduriyetlerin yaşanmaya devam ettiği Devre mülk konusu tüketicilerimizin yukarıda izahını yaptığımız hukuki bilgiler ışığında koruduklarını bilmeleri ve davranışlarına bu bilinci yansıtmaları gerekmektedir.
Daha fazla Devre mülk mağduriyetlerinin olmaması dileğiyle…
Avukat Handan TURAN
